Mangala oyununun tarihi çok eskilere dayanıyor aslında. Eskiden eğlence amaçlı değil de daha çok kayıt tutmak için kullanıldığına dair bazı bilim insanlarının teorileri var. Mangala o zamanlar taşlar ile değil daha çok tohumlar ile oynanıyormuş. Eğlence amaçlı oynanması ise ilk olarak Orta Asya'da Türkler ile birlikte görülüyor. Mangala oyunu basit bir oyun gibi görünse de bazı kavramları sembolize ediyor. Mesela 12 oyuk 12 ayı, oyukların içinde bulunan her bir 4 taş 4 ayı, sağda ve solda bulunan hazineler ise Doğu ve Batı'yı sembolize ediyor. Yani görüşler bu ağırlıkta.
Mangala oyunu, Anadolu'da da uzun yıllardır oynanan köklü bir oyundur. Bazen mangala, bazen mancala bazen de mankala ismiyle anılıyor. Eskiden Köçürme dendiği de biliniyor. Ama günümüzde, dünyada Mangala adıyla bilinir bir hal almış. Bu kelimedeki "g" harfi bazen değişip "c" ya da "k" halini de alıyor. Anadolu'nun çeşitli yörelerine göre bambaşka isimler de kullanılıyor ama. Erzurum'da pıç, Konya'da meneli taş, Safranbolu dolaylarında ise altıev adıyla biliniyor. Kuralları yöreden yöreye değişiklik gösterebiliyor.
Kimi kaynaklarda Sakaların, Göktürklerin, Uygurların da oynadığı yazsa da bu bilgi kesin değildir. 16 yüzyıldan itibaren Osmanlı minyatürlerinde Mangala tasvirlerine rastlanıyor. Mangala oyunu ile benzer mantığa sahip oyunlar, Avrupa'da da yüzyıllardır oynanıyor aslında. Ama muhtemelen doğu kültüründen batı kültürüne geçmiş Mangala oyunu.
Çember içine aldığımız oyukta 5 taş bulunuyor. Oyuncu buradaki taşları dağıttığında son taşı rakibin ilk kuyusundaki taşların sayısını 6 yapıyor. Bu durumda son taşı bırakan oyuncu rakibin 6 taşını da alıp kendi hazinesine atar.
Çember içindeki taş sağdaki boş kuyuya oynadığında o kuyunun karşısında bulunan tüm taşları alır. Bu örnekte sadece 1 taş olduğu için 1 taş almaya hak kazandı.